11 Temmuz 2013 Perşembe

GUCUNU YITIREN KRAL



Ormanlar Krali Aslan ; O kükredimi ormani titreten, kimsenin karsi koyamadigi yüce aslan uzgun uzgun oturuyor, yemiyor, içmiyordu. 

 Eskiden sözünden cikmayan hiçbir hayvan simdi ya onunla dalga geçiyor, ya da ona karsi vurdumduymaz davraniyordu. Bir zamanlar o ne derse yerine getiren, her dediğine “ hâklisiniz “ diyen, ve bu sayede aslan tarafından odullendirilen Ayi Kocaoglan , Kral’in dizinin dibinden ayrilmayan Yagci Cakal ve Akbabalari yanina cekmis, Kral’a karsi kiskirtir olmuştu. Artikbu Yagci Cakal ve Akbaba cetesi orman kanunlarini hiçe sayiyor, ormanin her yerine kendi adamlarini yerleştiriyor ve halki her turlu ezmeye calisiyorlardi.

Diger taraftan Ormanlar Ulkesi’nin aydin ve sanatcilari harekete geçmiş, ülkeyi içine dustugu bu karanlık durumdan kurtarmanin yollarini ariyorlardi. Hergun, bu sanatci ve aydin topluluğunun bir uyesi ya kayboluyor, ya da kacirilip hapse atiliyorlardi. Anlayacaginiz, ulke yaşanmaz bir hale gelmişti.

Tum bunlar olurken, uzuntusunden Mese Agacina yaslanip söylenen Kral Aslan’i gören Bilgin Baykus : “ Vah vah, o koskoca Aslan Kral bu hale mi gelecekti ? “ diye söylenirken Kral Aslan bu sesle irkildi. Evet , insan hayatta hiçbir zaman sahip olduğu guc konusunda boburlenmemeliydi. Aslan , o herkesin korktuğu, guclu Aslan ne hallere gelmişti. Ancak, Aslan bir zamanlar koruduğu, kolladigi yandaslarinin ona karsi yaptiklarini hazmedememiş ve inanilmaz bir kin ile dolmuştu. Bu kin Ormanlar Ulke’sinde bir ic savaşa neden olabilirdi. Bunu önlemek için Bilgin Baykus, Aslan Kral’i ülkede bir toplantı yapmaya ikna etti. Toplantiya ormanda yasayan tum canlilar eksiksiz davetliydi ve toplantıya katilim tamdi. Herkes sirayla soz alarak derdini dile getirdi. Bir kargaşa yaşanmaya baslandi. Bu kargasanin içinde Aslan Kral zehirlenerek olduruldu. Kral’in olumunden sonra ülkede bir karisiklik yasanmadi. Sanatci ve Aydinlarin hazirladigi yasa ve is bölümüyle herkese bir sorumluluk verildi. Yonetim Kral’in cocuklarina da geçmedi ama.

Bu kitaptan alinabilecek en önemli ders su ki ; sahip olduğumuz guc , kudret geçicidir. Bu güce omrumuzun sonuna kadar sahip olacakmis gibi davranmamaliyiz. Sahip olduğumuz güce, kuvvete güvenerek etrafimizdaki insanlari ezip, küçümsemeye hakkimiz yok. Unutmayalim, gelecekte kimin ne olacagi hiçbir zaman belli değildir.  

Bunun yaninda ozgurluk icin zorbaliga, haksizliga karsi birlikte olmak, el ele mucadele vermekte bir o kadar onemlidir.

YAZAR ADI: PAKIZE OZCAN

SAYFA SAYISI: 96 SAYFA

YAYINEVI: GUNISIGI KITAPLIGI

7 Temmuz 2013 Pazar

EYVAH KITAP !



Cogu zaman “hiperaktif” olarak etiketlendirildik, neden mi? Ellerimize ailelerimiz tarafından seçilen ve tutuşturulan kitaplari bir kosede oturup saatlerce okuyamadigimiz için. Oysa ilk baslarda hevesliydik cogumuz kitap okumaya . Bu sekilde heves mi kaldi?

Heves sadece bununla mi kirildi? O kadar cok nedeni var ki? Mesela, okulda bir kitap seçilir ve bu kitabi anlasanda anlamasanda okumak zorunda birakilirsin. Oyle ki, bu kitaptan sinav olursun ve alacagin not bu kitabi okuyarak vereceğin cevaplara baglidir. Ogretmen seçmiş bir kere, gidip öğretmeninle konuşsan bile nafile. Okuyacaksin , kendi seçtiğini değil, okulun belirlediğini.

Evdesin mesela, bos bos ortalikta dolaniyorsun. Annen, baban senin etrafta dolanmani istemiyor. Al sana ceza: “ Cabuk odana git ve hemen kitap oku “. Oldu simdi bu ?

Digelim cok kitap okumayi seviyoruz, okuyarak saatler geçiriyoruz, bu sefer okulda arkadaşlardan da bir darbe yiyoruz; neticede cok kitap okuyanlarla dalga geçiliyor okulda.

“ Bu kitap okumak isi madem cok güzel, insanin kelime hazinesini geliştirip, muhakeme becerisini geliştiriyor, o zaman annem ve babam niye hic kitap okumuyor ? Onlarin elinde hic kitap gormuyoruz, kitaplar sadece çocuklar için mi basiliyor ? “

Bu yazilar, yazar Mine Soysal’in “ Kitap Sohbetleri “ adi altinda yüzlerce öğrenci ile yaptigi görüşmelerden alinan notlar olup, kitabin tamamini oluşturmaktadir. Maalesef ebeveynler olarak kendi yapmak isteyip ama yapamadigimiz bir cok seyi cocuklarimizin yapmasi konusunda ister istemez baski uygulayabiliyoruz onlar ustunde; cocugum iyi okullarda okusun, güzel konuşsun, muhakeme becerisi gelişsin, yazar olsun, vs . Kendi seçtiğimiz kitaplari okumalarini, kendimiz kitap okumadigimiz halde onlarin sürekli ellerinde kitap oturup okumalarini talep eder dururuz onlardan. Kitap okuma olayini ya odul, ya ceza olarak sunariz cocuklarimiza. Dolayisiyla, aslinda cok eğlenceli bir bos zaman aktivitesi olan kitap okuma orani oldukça dusuk çocuklar arasinda.

Kitabin bir bolumunde bir okulu ziyaret eden bir yazar sorar çocuklara “ Cocuklar, neden kitap okuruz” diye. Cocuklarin cogu “ bilgi edinmek “ , “ hayal gucumuzu geliştirmek “ gibi klişe cevaplar verirken bir çocuk “ DEGISMEK ICIN “ diye cevap verir. “ DEGISTIRMEK ICIN DEGISIM “ . Butun bu olanlar içinde yasadigimiz toplumu farklilastirmak, değiştirmek için once değişmemiz gerekiyor. Degisimin bu zorlu ve uzun yolculuğunda bize refakat edecek en değerli dostlarimiz kitaplar olacaktır.

Son olarak Yazar Mine Soysal’in kitabin sonunda çocuklara hitaben yaptigi konusmanin son paragrafında aynen sunlari yazmis:

“ Daglarin eteklerindeki ormanlarda, kimi urkuten, kimi neşelendiren binbir sesin arasinda yürürken bir pinar cikiverir bazen insanin karsisina. Serin ve berraktır. Susuzlugunuzu giderir, dinlenirsiniz. Pinarin kucuk sesleri bir anda ormanin koca gurultusunu duyulmaz kilar. Sadece berrak suyunu, kucuk siriltilarini ve serinliğini duyarsiniz. Kitaplar da pinarlar gibidir. Yasamin gumburtusu içinde bize sessizliği sağlarlar. Sessizlik olmazsa, yorgunluklardan, gerilimden, huzursuzluk ve korkularimizdan kurtulamayız.”

Sevgili anne ve babalar, cocuklarimizi geleceğe dair daha iyi yönlendirmek adina bu kitaptaki cocuklarin neden kitap okumak istemediklerine dair söyleşilerini mutlaka bir anne olarak öneriyorum. Bu kitap her anne ve babanin kesinlikle okumasi gereken bir kitap bence.

YAZAR ADI : MINE SOYSAL
SAYFA SAYISI: 127 SAYFA
YAYINEVI: GINISIGI KITAPLIGI

4 Temmuz 2013 Perşembe

THE GIVING TREE- AFTER READING ACTIVITY- WE ARE MAKING A GIVING TREE




MATERIALS: Brown, Green and Red cardboard, blue-tac, scissors

Rebuilding the Giving Tree helps the children understand how important it is to give back to others. Make a brown construction paper stump; tape it to the wall. Then have each child make a branch, leaves or apples from construction paper, so they can rebuild the Giving Tree.

Instruct each child to write things on the paper that the boy could have done for the tree. Ideas may include giving it water, offering it plant vitamins, planting the seeds from its apples, reading it stories and talking to it. Have each child tape their branches and leaves to the stump to rebuild the Giving Tree. Talk about how and why these things would have helped the tree and how it feels when people one another. Ask how they could help others and make them feel good, too.


COMERT AGAC KITABINA OZEL AGAC CALISMASI YAPIYORUZ


MALZEMELER: Kahverengi, Yesil, Kirmizi karton, Makas, Blue-tac ( duvar yapistiricisi )

Kahverengi kartondan bir ağaç gövdesi yapip çocuğumuzun odasinin duvarina blue-tac ile yapistirin. Sonra tekrar kahverengi kartondan agacin dallarini, yeşil kartondan yapraklari, kirmizi kartondan elmalari yapip, yapistirin.

Sonra, çocuğunuza bir kagit üzerine kendisinin ve/veya hikayedeki cocugun ağaç için neler yapabileceğini yazmasini söyleyin ( cocugunuz okuma-yazma bilmiyorsa, onun size söylediklerini siz yazin ) Fikirler arasinda, agaci sulamak, vitamin vermek, yedikleri elmalarin çekirdeklerini ekerek ağaç yaratmak, ağaca hikaye okumak yer alabilir. Bu tur seylerin ağaca ne gibi yararlar saglayabilecegini anlatin. Ayrica, baskalarina bu tur yardimlari yapmanin onlari ne kadar mutlu edeceğini de izah edin.



THE BOY WHO CRIED WOLF


Sam, a little boy who lives in a small village in the mountains , takes the sheep up to the mountains everyday.  


His life isn’t very exciting and he starts looking for things that will make his life more exciting. One day , he happens to have an idea:  He runs down to the village and shouts “Help” , “Help “, asks for help telling people that the bad wolf is in the forest and so the sheep are in danger.  The villagers believe in him , they run up to the mountain but once they get there, they see that there is no wolf and the sheep are OK.  He repeats lying to the villagers twice and makes fun of them. One day, the wolf really comes out of the forest.  Sam is terrified. He runs down the village to ask for help.  Guess what happens ? Do you think that the villagers believe him this time ?



This story reminds us the readers the fact that: Noone believes in liars, even when they tell the truth.  So, please stay away from lying people and ofcourse to yourself.

RETOLD BY :  MAIRI MACKINNON
PUBLISHED BY: USBORNE PUBLISHING

3 Temmuz 2013 Çarşamba

IZMIR'DE UC COCUKTUK





Sezen, Haluk, Meltem: Uc unlu sanatci, uc Izmir’li ve en önemlisi bir zamanlar uc çocuk.


Izmir’in en mutena semtlerinden Kopru’de geçmiş cocukluklari ve sonra bir gun ucu birden memleketlerinden uçup gitmişler Istanbul’a, cok buyuk isler başarmaya, gokyuzunde yildizlar gibi parlamaya…..

13 Temmuz 1954 yilinda dogmus Minik Serce Sezen, Denizli’nin Saraykoy kasabasinda. Egitmen ve disiplinli bir babanin kizi; hicbirseyden korkmayan bu kucuk afacan kiz bir tek babasindan korkardı. Sezen’in gelecekte unlu bir ses sanatcisi olacagi mahalleli tarafından daha kucuk yaslarinda keşfedilmiş. Akilli mi akilli, merhametli mi merhametli, afacan mi afacan bu kucuk kiz 5 yasindayken tasinmis Kopru’ye. Kendisi 10 yasindayken doğan erkek kardeşini cok seviyor, hatta ona ablasini sevmeyi bile kendisi öğretiyor. Sezen’in çocukluğuna dair kimi zaman güldüren, kimi zamanda gözleri dolduran hos anilari mahallelinin agzindan dinlemek ayri bir keyif veriyor.

1954 yilinda ayni semtte varlikli bir ailenin ikinci erkek cocugu olarak dünyaya gelen Haluk Bilginer de Sezen gibi Kopru’de , Behcet Uz parki’nda geçiriyor cocuklugunu. Sezen’le karsilasmisliklari var. Onlar çekirdek aile olarak değil, anne , baba, ağabey, kiz kardeş, anneanne, ve babaanne olarak kalabalık bir aile ortaminda yasiyorlar. Bu sarisin, anneannesinin gözbebeği, caliskan çocuk hayatinda asla hayvanlara zarar vermemeği, öğretmenin gözünde arkadaş desteği ile kucuk düşmemeyi, yaptigi hatalardan ogrenmis ve bunlari tekrar etmeyeceğine dair kendi kendine yemin etmiştir.

1970 yilinda dünyaya geliyor Meltem Cumbul. Dunyaya geliyor gelmesine ama annesini ve babasini kahreden bir huzun kaplıyor evi o dogdugunda; doğar doğmaz olumle tanisiyor Meltem. Banka muduru babasi, annesi, kendisinden yedi, onuc yas buyuk iki ablasi ve dokuz yas buyuk abisi ile , kalabalık bir aile ortaminda yasiyor Meltem. Tipki Sezen gibi yaramaz mi yaramaz, hareketli mi hareketli. Disiplinli bir annesi var ama daha sonra söylediğine gore en cok Yonca ablasından korkmuş çocukken. Diger kardeşleri ile epey yas farki olduğu için , evin en kucugu olarak cok sevilmiş ve simartilmis. Kucuklugunde hep Sezen Aksu, Seyyal Taner taklitleri yaparak arkadaslarini eğlendiren Meltem’in en buyuk hayali cok unlu bir tiyatrocu olmakti – tipki Haluk Bilginer gibi. Meltem’e gore zaten yasadigi ev bir tiyatro sahnesiydi, annesi yönetmen, babasi yapimci, ablalari hem oyuncu, hem isikci, hem suflör, hem temizlikçi kisacasi hersey, abisi yilda bir kez aileye katildigi için misafir sanatci.

Bu kitap sizi, ozellikle 1960’lar ve 1970’ler de doğan sizleri, anne-babalarinizi o yillara yani çocukluk anilarina götürecek. DVD yerine Videolarin olduğu, cocuklarin sokaklarda toplu olarak oynadigi, arkadasliklarin cok daha farkli oldugu yillara. Hepimizin bugun hayranlıkla dinleyip, izlediği bu unlu yildizlar da bir zamanlar geleceğe dair hayalleri olan, agaclari tırmanan, belki odev yapmaktan cok hoşlanmayan , haylazlık yapan cocuklardi… Tipki sizler gibi, tipki bizler gibi. Cocuklugunu doyasiya yasayan ve yasamakta olan ve hayalleri olan herkesin okumasini şiddetle tavsiye edeceğimiz bu eserin yazi dili de bir o kadar anlasilir ve yalin.
Tesekkurler Hacer Kilcioglu ve Gunisigi Yayinlari

YAZARIN ADI: HACER KILCIOGLU
SAYFA SAYISI: 223 SAYFA
YAYINEVI: GUNISIGI KITAPLIGI

2 Temmuz 2013 Salı

ORIGAMI KITAP AYRACI


HAYDI COCUKLAR ORIGAMI ILE HARIKA KITAP AYRACLARI YAPIYORUZ...

 GEREKLI MALZEMELER: 

Degisik renkli karton, Makas, Delgec, Yapistirici




HAZIRLANISI: 

Once kartonu 6x6 cm ebadinda kare olarak kesin. Sonra bu kagidi ucgen seklinde katlayin. Once sol koseyi , daha sonra sag koseyi ortada birleştirin. Tekrar ucgen haline getirin, kulakçıklardan birini alt merkeze birleştirin. Sonra kagidi resimdeki sekillerde katlayin.


Sonra kalan sekil 3x3 boyutuna gelecek. Bundan biraz daha kucuk bir kareyi kesip, cebin içine yerleştirin ve yapistirin. Daha sonra süslemelere geçin ve dis, goz, burun, dil gibi süslemeler hazirlayin, yapistirin.



Kullanima hazir , iyi okumalar.